1 Şubat 2010 Pazartesi

Kıskanmak

1 Şubat 2010 Pazartesi

Nahid Sırrı Örik'in bu güzide eserinden ancak sinemaya uyarlanınca haberim oldu. Kısa gösterim süresinde filmi kaçırdım ama kitabı okudum Oğlak Yayınları yeni baskı yapınca.
Öncelikle böyle yetkin karakter analizleri içeren orijinal bir kitabı unuttuğumuza, hakkının verilmediğine üzüldüm. Çünkü bence çok başarılı bir roman.
1930'larda geçen kitapta abisi ve yengesi ile birlikte yaşayan, yaşı geçkin ve çirkin Seniha'nın abisine karşı beslediği sonsuz kıskançlık ve akabinde gelişen olaylar anlatılıyor. Bu kıskançlığın nasıl başladığına, Seniha'nın nasıl bunu içinde büyüttüğüne tanık oluyoruz.
Genç ve güzel karısı Mükerrem'le mühendis Halit Zonguldak'a gidiyorlar ve Seniha da onlarla birlikte. Seniha önsözde Enis Batur'un da belirttiği gibi negatif bir karakter. Soğukluğu ve ona zıt içinde yanan kıskançlık ateşiyle bazı olayların fitilini ateşleyip olanları seyretmeyi tercih ediyor. Çünkü onu bu dünyada mutlu edebilecek tek şey abisinin canının yanması.
Seniha'da genel olarak topluma, insanlığa karşı bir küçümseme, alay ve nefret var aslında. Yani Seniha hayat boyu gülümsemeyecek bir karakter. Her zaman ıstırap içinde, fakirlikle ve yalnızlıkla imtihan olacağını bile bile kendi kabuğuna çekilen ve kendine acıyan biri.
Tüm hikayeyi Seniha'nın ağzından dinliyoruz. Örik Seniha'yı o kadar güçlü bir şekilde çizmiş ki onunla beraber intikamın soğuk zevkini tatmayı beklerken okurun da hevesi kursağında kalıyor.
Kitabın dili orijinal haliyle korunmuş bu doğru bir tercih olmuş. Çok güzel kurgulanmış bir kitap Kıskanmak. Seniha'nın düşünceleri, kafasında sürekli şekil değiştiren hesaplar ve ihtimaller incelikle yazılmış. Zonguldak'taki kasvetli hava kitaba uygun bir mekan olmuş. Cumhuriyet'in ilk zamanlarında geçen romanda kaç göç toplumuyken bir anda kolsuz elbiselerle balolara katılan bir halkın travmasına da zaman zaman yer verilmiş.
Kıskanmak nihayetinde edebiyatımızda ayrı yeri olan bir kitap ve Seniha da unutulmayacak cinsten bir antikahraman.

"Kıskançlık ateşi, saldırışlarını, sarışlarını ve kemirişlerini senelerce unuttum sandığı kıskançlık ateşleri ihtiyar kızın bütün benliğini yeniden almış, tamamıyla kaplayıp sarmıştı. Ve Seniha artık bunun hep bu şekilde son nefesine kadar süreceğini çok iyi biliyordu. Ancak ağabeyi kendinden evvel ölürse, ağabeyinin kendinden evvel toprağa verildiğini öğrenirse belki de biraz sükun bulacak, kendisi iyi kötü yaşarken toprakta toprak olmuş bir ölüyü artık belki de pek kıskanmayacaktı..."

Acaba hangisi önce öldü?

0 fikrim var:

 
◄Design by Pocket