9 Ekim 2012 Salı

Vaveyla...

9 Ekim 2012 Salı 1

Son yılların en başarılı kadın vokallerinden, Sıla, 2010'da çıkardığı "Konuşmadığımız Şeyler Var" albümüyle çooooook sevildi. Kendisini tanımayan, ya da beğenmeyenler bile bu albümünde fazlasıyla sevmeye başladılar. Sonradan sonraya bir Sılasever oldular, anlatamam. Neyse ben onların boylarının ölçüsünü bilahare alacağım. Yıl oldu 2012, Konuşamadığımız Şeyler Var'da ki şarkılar daha eskimemiş, ama yeni albüm geliyor dendi. Bir heyecan bir heyecan, anlatamam. O sırada Joker çıktı geldi. Best of... tadında, yepyeni versiyonlarıyla. Joker'e de insanlar bayıldı. İçindeki DVD benim gibi birçok insanı etkiledi. Joker'le de bir süre oyalandık ta ki geçen hafta salıya kadar. Bir de ne göreyim. Her yerde bir Vaveyla'dır gidiyor. İlk defa olayların gerisinde kaldım. ( Ah bu iş hayatı yok mu!!). Sonradan Sılasever arkadaşım E.İ. bana haber verdi. Albümün çıkış parçasını dinledin mi diye. Üzüldüm! Benden önce duymuş, şarkıyı. Vaveyla nedir, öğrenilmiş. Boynuz, kulağı geçmiş meğerse. Neyse, ben daha önce ki , her dinlediğimde benim ruh halime daha bir uyan şarkılar eskitmeden; Sıla, İmkansız dedi. Bir haftadır yatıp, kalkıp bugünü bekledim. İmkansız, bana bu bir haftalık bekleyişte yoldaş oldu. Bugün akşamı zor ettim.Koşa koşa gittim, albümü aldım. Eve girdim hemen dinlemeye başladım.Saatlerdir de dinliyorum. Çok sevdim, her zaman ki gibi, çok beğendim. Ama tabi ki favorilerim var. Öncelikle Açık Deniz'e bayıldım. İkinci favorim ise daha önce Linet'in sesinden duyduğumuz sözü Sıla'ya, müziği Sezen Aksu'ya ait, Aslan Gibi. Sonra ki favorim ise Issız Ada. Hepsi güzel ama, ilk dikkat çekenler bunlar. İmkansız'ı birazcık geçtiler. 
Albümün kapağı çok hoş, çok sade. Sıla'nın resimleri harika.Çete yine, tam kadro albümde. Albümün iç kapağında, çok güzel bir yazı var. Sizinle de paylaşayım.

Ben şimdiden, her zaman ki gibi çoook beğendim. Saatlerdir dinliyorum. Yine, yeni yeni Sılaseverler bulacağımı biliyorum, bu albümle. Emeği olan herkesin, ellerine sağlık. Dinlemek isteyen herkese de iyi dinlemeler. Yakında eğlenceli klipler bekliyorum;)



2 Ağustos 2012 Perşembe

Yazlık albümler peş peşe...

2 Ağustos 2012 Perşembe 0


     Yaz mevsiminin bütün şiddetiyle kendisini gösterdiği, bozkırın ortasında geçirmek zorunda olduğum, garip ve gureba günlerde, Kenan Doğulu ve Yalın sayesinde, hiç olmazsa kulaklarımız birazcık şenlendi.

"Bal Gibi" şarkısıyla albümüne ön hazırlık yapan Kenan Doğulu, albümüyle bence beklentileri karşıladı. Albümde 16 şarkı yer alıyor. Bunlardan albüme ismini veren "Aşka Türlü Şeyler", "Bir İleri İki Geri", "Şeytan Tüyü" ve "Rica" benim favorilerim. Özellikle "Rica"'nın eskimeyecek bir şarkı olduğunu düşünüyorum. Albümde, daha önceden bildiğimiz "Şans Meleğim", "Doktor"; "Kalp Kalbe Karşı"; "Bunlar da Geçer" ve Anadolu Kartalları filminden "Güle Güle" yer alıyor. Albüm dinlenmeli.

Diğer albüm de Yalın'dan. "Sen En Güzelsin" ismi ile 11 şarkıdan oluşan albümüyle karşımızda. Albümden ilk dinlediğim "Kasma" ve "Olmasa da Olur" şarkılarını pek beğendim. Ama "Olmasa da Olur" bana dinler dinlemez Bruno Mars'ın "Lazy Song"unu hatırlatmadı değil. Kötüye yormamak lazım. Şarkı şarkıya benzer sonuçta:))

Bu iki bodurun sevenlerine şimdiden iyi dinlemeler.

PS: Bodur demeyeyim diye kendimi çok kastım ama, sonunda duramadım:D


5 Temmuz 2012 Perşembe

Ice Age 4 ~Continental Drift~

5 Temmuz 2012 Perşembe 2
Ice Age Continental Drift Movie 
Ülkemizde geçtiğimiz hafta vizyona giren filmimiz, Ice Age: Continental Drift (Buz Devri: Kıtalar Ayrılıyor), uzun süredir bekleniyordu. 3. film Dawn of the Dinasaurs'un hemen ardından yayınlanan 4. filmin habercisi niteliğinde ki mini fragmanla ağzımıza bir parmak bal çalan yapımcılar, filmin 3 yıl sonra vizyona girmesini uygun bulmuşlar.
Geçtiğimiz hafta vizyona girer girmez gittiğim filmimizin baş karakterleri Manny, Ellie, Şeftali, Sid, Diego ve tabi ki Scrat. Film boyunca gerçekleşecek bütün olaylar, Scrat ve 3 bölümdür kovaladığı palamudunun başının altından çıkıyor. Öyle ki dünya o güne kadar tek bir kara parçasından oluşurken, aniden kıtalara ayrılıyor. 
Maceramız, karaların yerinden oynaması ile Ellie ve Şeftali'den ayrı düşen Manny, Sid ve Diego'nun tekrar sürülerine ulaşma çabaları üzerine kurgulanmış. Okyanusun ortasında kaybolan kahramanlarımız, okyanusta hüküm süren korsanlara esir düşerler. Böyle korsanlar herkesin başına. Sevimli-korkunç korsanlar, bunlar:)
 
Bu bölümde yine yeni karakterler eklenmiş. Bunlardan özellikle Sid'in ninesi yaşlı miskin çok komik. 

Film, önceki bölümler kadar sizi gülmekten kırıp geçirmiyor. Bu sefer daha çok maceraya dayalı geçiyor. Fakat yine komik, yine eğlenceli. Ben şiddetle Türkçe dublajlı izlemenizi tavsiye ediyorum. Çünkü, seslendirme ekibi her zaman ki gibi çok başarılı.

Bu kısacık bakışla izlemeyenlere şimdiden iyi seyirler diliyorum...




6 Haziran 2012 Çarşamba

Sıla ~ Joker

6 Haziran 2012 Çarşamba 0
Günlerdir evire çevire dinlediğim, kısmen yepyeni, kısmen eski ama çok güzel olan albüm Sıla'dan Joker. Yaz mevsiminin yeni yeni başladığı şu günlerde müzik marketlerde yerini alan albümü çok beğendim. İçerisinde Sıla'nın kaleminden çıkan yepyeni şarkılar var. Bu yeni şarkılara ek olarak çok sevilen şarkılarının akustik versiyonları var. Ben ilk olarak "Yoruldum" u dinledim. Akustikten ziyade alaturka rock diye niteledim kendi kendime. Birçok şarkı da bu modda zaten.
Sıla'dan bu tarz bir albümü daha uzun zaman beklemiyordum. Yine yeniden şaşırttı beni. Her zaman olduğu gibi de güzel oldu, şaşkınlığım.
Albüm, bana hediye geldi. Arkadaşım E.İ.'ye buradan da çok teşekkür ederim.
Albüm görüldüğü üzere birazcık büyük. Çünkü farklı bir formatta. Albümün içeresinde bir de DVD bulunmakta. Albüm kayıtlarının görüntülerini içermekte. Çok güzel bir mekan. Sıla çok güzel, çetesi de çok eğlenceli.
Albümde toplam 13 adet parça bulunmakta. Bunlardan 3'ü; Bodrum'un Suları (Çok çok dokunaklı ve güzel bir şarkı), Pardon (...Dan Sonra tadında hareketli, güzel), Gözlerine Teslimim ( diyecek sözüm yok, çok güzel çünkü.).
Diğer parçalar da önceden zevkle dinlediğimiz, parçaların yeni versiyonları:


  • Masumum
  • Cam
  • Sevişmeden Uyumayalım
  • Malum
  • Ne Desem İnanırsın
  • Boşver
  • Vur Kadehi
  • Köşe Yastığı
  • Yoruldum
  • Alain Delon


Herkese iyi dinlemeler şimdiden. Parçaların hepsini beğeneceğinizi düşünüyorum...

3 Haziran 2012 Pazar

Ayna ayna...

3 Haziran 2012 Pazar 0
Bir süre önce yaşadığım acı nedeniyle sosyal hayata kısa bir aradan sonra, bugün yeniden canlandım. Yani en azından artık canlanmam gerektiğine karar verdim. Bunda etkisi olan arkadaşlarıma da teşekkür ederim.
Bugün ilk olarak, Ankara Kalesi'nde bir resim sergisi ve Türk kahvesi ardından da aylardır beklediğim "Snow White and the Huntsman"i izlemekle canlandı hayatım. Bence gayet güzel bir başlangıç oldu. Zira, Charlize Theron için dört gözle beklediğim filme genel olarak bayıldım.
Filmimiz, klasik bir Pamuk Prenses hikayesinden birazcık farklı. Çok daha güzel, çok daha fantastik... Başrollerini Charlize Theron ve Kristen Stewart'ın paylaştığı filmin görselleri, mekanları ve film için tasarlanan kıyafetler gayet etkileyici. Çocukken okuduğumuz Pamuk Prenses hikayesinin ana taslağını oluşturduğu, lakin daha gergin ve daha heyecanlı devam eden film, birçok izleyiciyi kendine kolayca bağlayabilir.
Film hakkında çok fazla ayrıntı veremeyeceğim, ama birkaç küçük şey fısıldayabilirim. Kristen Stewart, nihayet birazcık oyunculuk öğrenmiş. Oyunculuk dediysem öyle aman aman bir şey değil, sadece merhametli bakışlar ve mimikler öğrenmiş. O kadar. O da mecburen, çünkü Pamuk'un başka bir esprisi yok. Ama, Charlize'im öyle mi? Kendisi yine harikaydı. Mükemmeldi! Kendisinden gözlerimi alamadım. (Buradan duyurayım yakında kendisini istemeye gideceğim:)) Neyse daha fazla uzatmadan, filmi ben beklediğim seviyede buldum. Gayet güzel zaman geçirdim. Fantastik ögeleri sevenlere tavsiye ederim. Şimdiden sizlere iyi seyirler...

PS: Bir süredir sinemaya gitmiyordum. Bugün filmi izlerken insanların hareketlerinden rahatsız oldum. Bence artık kimse kimseye pek saygı duymuyor.Herkes kendi havasında...

24 Mart 2012 Cumartesi

Sıla Uçurdu Bizi...

24 Mart 2012 Cumartesi 0
Dün gece Sıla, Ankara'yı sesiyle kavurdu. İlk çıktığından beri büyük bir bağlılıkla dinlediğim Sıla'yı nihayet canlı canlı dinledim. Şarkıları zaten harika, ama canlı dinlemek müthiş birşey herkese tavsiye ederim. Malum adlı parçasıyla, gizliden gizliden sahneye çıktı; Bana Biraz Renk Ver dedi; sonra Gel Gel Sarışınım dedi. Hepsi de harikaydı gerçekten. Sonra bir ara Sıla okulunun öğrencileri, Sıla'nın vokalleri sahneyi ele geçirdiler. Hepsi birbirinden harikaydı. Sıla'nın, Gökhan Keser'in ardından çok başarılı öğrencilerini mezun etmeye devam edecek diye düşünüyorum.
Bunlara ek olarak, Sıla'nın kıyafetini pek beğenmedik. Kendisine çok yakışacak başka kıyafetler giyebilirdi. Çok siyahtı kendisi dün gece. Ama bu kadı kızının küçük kusuru.
Arkadaşlarımla çok eğlendim, çok güldüm, çok şarkı söyledim. Ö.D.'ye ve E.İ.'ye bana eşlik ettikleri için çok teşekkür ediyorum. Başka başka Sıla konserlerine gitme dileğiyle diyorum. Fırsat bulursanız tekrar tekrar gidin...

12 Mart 2012 Pazartesi

12 Mart 2012 Pazartesi 0
ne de komiksin hayat.. ne olacagini bile bile benimle oynamaya utanmiyo musun?! geri donecegim.. bu sefer her sey cok guzel olacak.
patlat moby ordan bi extreme ways de ruhumuz senlensin..

10 Mart 2012 Cumartesi

The Lullaby ya da Alternatif Varolmaların Suyu Nasıl Çıktı?

10 Mart 2012 Cumartesi 0

Ah chuck vay chuck!!! yaşıtların çoluk çombalak yaptı güzel bir hayat kurdu ve de güzel bir banliyö evi aldı (amerikada yaşamanın en hojjj yanı) ama sen napıyorsun tutturdun bir yeraltı edebiyatı ver coşkuyu ver gitsin... Bana bu hınç dolu satırları yazdıran chuck palahniuk'un pek popüler olmayan kitabı : Lullaby - Ninni
E demezler mi adama zorla mı okutuyorlar karşimmm okuma. Ha bundan sonra da okumam. Son mahkemelenme olayından sonra ergenlerin ilgisine mazhar oldu zaten sayın P., bir okur kaybetse bir şey olmazz.
Roman, ölümcül bir ninni barındıran bir çocuk şarkıları kitabının peşine düşen 4 kahramanı anlatıyor. Tabi bunlar P. kahramanları olduğu için pek sıradan değiller. Ailesini kaybetmiş perili evler emlakçısı, yine ailesini kaybetmiş bir gazeteci ve organikgillerden cadı örgütü mensubu iki serseri aşık... Chuck yine kendi evrenini kurmuş: sonsuz büyük bir antika dükkanı, masum bir hobi olmaktan çıkan maket evler, bolca gürültü, mücevherler, kara büyüler, nekrofili, kasık bitleri...
Ben en sonunda bunların mantıklı bir açıklaması olacak diye bir şey bekledim- büyü yok falan- ama maalesef tatmin edici bir son bulamadım.
Palahniuk beni açmıyor artık, üzgünüm... Hazır Tom Robbins'in 'kovboy kızlar da hüzünlenir' i de çıkmışken böyle tüketimçılgınlığıeleştirisiamerikantoplumuhicvi banalliğinden uzaklaşıp eğlenceli felsefenin/uçarılığın dünyasına dalmak lazım!!!
Kısacası Ninni'den uzak durun. Palahniuk okumak isteyenler görünmez canavarlar, tekinsiz elinizden öper (naçizane önerimdir) ama şahsı muhterem bile 'yok şu kitabımın tişörtü çıktı yok kupaya bastık' diyip sosyal medyalamalarda gezerken ne anladım ben bu yeraltı olayından?? biraz gizem di mi be adam biraz...

26 Şubat 2012 Pazar

The Muppets..

26 Şubat 2012 Pazar 0
Aylardır beklediğim filme nihayet kavuştum. Gözlerim yollarda kaldı resmen. Kendisi birçoğumuzun çocukluk eğlencesi, okuma yazma öğretmenimiz ve birçok davranışımızı bize öğreten Susam Sokağı'nın orjinali The Muppets. Geçtiğimiz cuma henüz vizyona giren film, bence büyük seyirci toplayacak. Ki salon 4-5 yaş ortalamasına sahip çocuklarla doluydu. Ama ben ve yaşıtlarımın da sayısı hiç de azımsanacak düzeyde değildi. Küçükken deli gibi izlediğim kurbağa Kermit nam-ı diğer Kurbacık'ı çok özlemiştim gördüğüm iyi oldu:))
Film boyunca maşallah Oscar töreni gibiydi. Birçok ünlü gerçek kimlikleriyle yer alıyordu. Ünlüler, kapanan Muppet tiyatrosunun yeniden açılması ve kötü adamların elinden kurtulması için kukla dostlara yardım da bulunuyorlar. Ama filme asıl hayat veren iki ünlü isim Jason Segel ve Amy Adams; ve yeni kukla Walter. Film boyunca gerek şarkılarla olsun, gerek kuklaların diyaloglarıyla çok eğlendim. Özellikle Miss Piggy'e bayıldım. Ki kendisini çok severim.Kendisinin film de Fransız Vogue'un büyük beden editörü olması da beni benden aldı. Miranda Kızı Emily Blunt da yine film de Vogue sekreteri.
Filmin içeriği hakkında daha fazla yazmayayım. En iyisi izleyip kendiniz görün. Bence eski bir Susam Sokağı izleyicisiyseniz çok eğleneceksiniz; ki benim şu günlerime çok iyi geldi. Biraz daha zorlasam aydınlanma bile yaşayabilirdim:D Neyse abartmayayım. Merak edenlere iyi seyirler...

23 Şubat 2012 Perşembe

2012 Eurovision Maceramız...

23 Şubat 2012 Perşembe 3
Aylarca kim gidecek, kim aday diye konuşuldu durdu. Atiye tam atılıyordu ki, Can Bonomo olduğu açıklandı. Herkes bir şok geçirdi. Kendimize çabuk geldik neyseki. İnsanlara ropörtajlarda soruldu. "Kimdir? Tanıyor musunuz?" diye. Pek kimse tanımıyordu. Ama artık onu birçok kişi tanıyor. Şarkı da bir o kadar merak edildi. En nihayetinde dün TRT açıkladı şarkıyı. Azerbaycan'a "Love me back" adlı kıpır kıpır şarkıyla gidecek, Bonomo. Daha önce çok az dinlediğim-çünkü müzik tarzı bana pek uygun değil- Bonomo'nun şarkısını ilk dinlediğimde tam bir Eurovision şarkısı olduğuna karar verdim. Birazcık Goran Bregovic tadında. İlk dinleyişte sevilecek bir şarkı değil bence. Zamanla çok da sevilebilir. Bu konularda çok bilgi sahibi olmasam da çok büyük bir derece alabileceğini düşünmüyorum. Neyse umarım herşey iyi olur. Şimdiden bol şanslar...

9 Şubat 2012 Perşembe

Sıla'dan yepyeni bir klip...

9 Şubat 2012 Perşembe 0
Sıla'nın Konuşamadığımız Şeyler Var adlı albümü çıktığında. Acısa da Öldürmez'den hemen sonra en çok dinlediğim, en çok beğendiğim şarkısını nihayet kliplendirdi. Çok güzel olmuş. Çoooook beğendim:))
İyi dinlemeler, iyi seyirler...

5 Şubat 2012 Pazar

Yalan Dünyaaaa...

5 Şubat 2012 Pazar 2
Avrupa Yakası'ndan sonra dört gözle beklediğimiz, sürekli hakkında efsaneler duyduğumuz, Cuma akşamlarımızın yeni vazgeçilmezi ve bizi gülümseten Yalan Dünya. Henüz 4. bölümü yayınlanmasına rağmen insanları hemen kendisine bağlamayı başardı. Açıkçası başlayacağını ilk duyduğumda acaba Avrupa Yakası kadar iyi olur mu diye kendi kendime düşünmedim değil. Bu düşüncemin ne kadar yersiz olduğunu ilk bölümden sonra gördüm.
Her şeyden önce kadrosu harika ve çok kalabalık. Öyle yan karakterler pek yok hemen hepsi ana rollerde.Bu kadar iyi ve kalabalık bir kadroya her hafta senaryo yazmak, gerçekten çok büyük ve başarılı bir iş. Set de çok güzel yapılmış.
Daha önceden tanıdığımız usta oyuncular Gönül Ülkü, Altan Erkekli ve Füsun Demirel zaten harikalar. Bunun dışında birkaç dizide gördüğümüz Nihal Yalçın, Açılay karakteriyle harika. Kendisi Okan Bayülgen'in programındaki tiplemeleriyle çok sevilmişti. Bir de yine ön plana çok çıkıp, büyük bir çoğunluk tarafından çok sevilen Orçun tiplemesi, Bartu Küçükçağlayan'ı bundan önce ben Binbir Gece adlı diziden hatırlıyorum. Bu sefer tamamen farklı, çok komik, çok yaratıcı bir karakterle karşımızda. Hareketleri ve konuşmaları çok komik. Çok güldürüyor bizi:)
Yine Avrupa Yakası'nın Makbule'si Hasibe Eren'i görüyoruz ki, Gülistan karakteri Makbule'nin evlenmiş hali gibi;Ömür Arpacı yeniden bir Karadenizli...
Dizi beklenilen sürede izleyicilerin beklentisini çok yükseltti. Lakin bu beklentileri de karşılamayı bildi. Umarım hep bu şekilde devam eder. Biz de bol bol güleriz. İyi seyirler...

29 Ocak 2012 Pazar

Yepyeni Bir Alışveriş Sitesi...

29 Ocak 2012 Pazar 0
Son birkaç yılda ülkemizde büyük çılgınlığa dönüşen online alışverişe yepyeni, taptaze bir kan geldi. Indirmlr.com . Hemen ziyaret etmelisiniz.Birçok fırsat sizleri bekliyor. Ben çok beğendim.
Siteye girdiğinizde hem sitenin fırsatlarını, hem de diğer sitelerden fırsatlar bulabilirsiniz. Bunun yanı sıra özel markalara ait alışveriş seçenekleri de mevcut. Tabi bir de okumayı çoooook seveceğinizi düşündüğüm blogu var. Bütün güzel kültür-sanat, popüler ve magazinsel haberleri bulabilirsiniz. Her hafta vizyona yeni giren filmler, konser haberleri ve ülkemizde genişçe yer bulan olaylarla ilgili yazıları buradan okuyabilirsiniz.
Şimdiden iyi alışverişler dilerim. Blogu da keyifle okumanız dileğiyle...

19 Ocak 2012 Perşembe

Sıla İlk Ögrencisini Mezun Etti

19 Ocak 2012 Perşembe 0
Son birkac gundur bircok insan twitter'da facebook'ta surekli paylastigi Gokhan Keser sarkilariyla cevrildi etrafim. Daha once Hadi Ordan adli hareketli neseli sarkisiyla tanimistik onu. Ki ben daha once kendisine ait bazi kayitlari youtube'dan izlemistim. O zaman da cok begenmistim. Sila'nin cetesinden birisi ama biz onu ilk Selena'da tanidik. Sesinin bu kadar iyi olabilecegini tahmin edemezdim. Zira dizideki sesi pek hos degildi.
Gelgelim zaman gecti kendisi Sila ekolunden yetisti ve once En Kotu Gunumuz Boyle Olsun, ardindan da Bazen adli parcasiyla dinleyiciyi mest etti. Eminim diger parcalari da cok begenilecektir. En Kotu Gunumuz Boyle Olsun twitter'da aldi basini gitti.
Bazen'i de dinlerken sunu farkettim Sila'nin da mezun oldugu Kenan Dogulu ekolunden izler var.
Bu kadar lafin ozu ben cok begendim. Dinleyiniz, dinletiniz efendiimmm:)...

15 Ocak 2012 Pazar

Heryerde Kar Var...

15 Ocak 2012 Pazar 0
Bu güzel, bembeyaz geceye yakışacağını düşündüğüm bir iki şarkı...:)) İyi dinlemeler... (bu arada fotoğrafı ben çektim;))

3 Ocak 2012 Salı

Blogger Cebinizde...

3 Ocak 2012 Salı 0
Daha once blogger uygulamasini defalarca aradim. Fakat bulamadim. Az once blogun ayarlarina goz atarken artik mevcut oldugunu gordum. Butun akilli telefonlarla bloglarinizi artik cebinizde tasiyabilirsiniz. Ben sahsen mutlu oldum. Kullanmak isteyenlerin gozu aydin:) iyi yazmalarr:)
 
◄Design by Pocket