24 Mart 2012 Cumartesi

Sıla Uçurdu Bizi...

24 Mart 2012 Cumartesi 0
Dün gece Sıla, Ankara'yı sesiyle kavurdu. İlk çıktığından beri büyük bir bağlılıkla dinlediğim Sıla'yı nihayet canlı canlı dinledim. Şarkıları zaten harika, ama canlı dinlemek müthiş birşey herkese tavsiye ederim. Malum adlı parçasıyla, gizliden gizliden sahneye çıktı; Bana Biraz Renk Ver dedi; sonra Gel Gel Sarışınım dedi. Hepsi de harikaydı gerçekten. Sonra bir ara Sıla okulunun öğrencileri, Sıla'nın vokalleri sahneyi ele geçirdiler. Hepsi birbirinden harikaydı. Sıla'nın, Gökhan Keser'in ardından çok başarılı öğrencilerini mezun etmeye devam edecek diye düşünüyorum.
Bunlara ek olarak, Sıla'nın kıyafetini pek beğenmedik. Kendisine çok yakışacak başka kıyafetler giyebilirdi. Çok siyahtı kendisi dün gece. Ama bu kadı kızının küçük kusuru.
Arkadaşlarımla çok eğlendim, çok güldüm, çok şarkı söyledim. Ö.D.'ye ve E.İ.'ye bana eşlik ettikleri için çok teşekkür ediyorum. Başka başka Sıla konserlerine gitme dileğiyle diyorum. Fırsat bulursanız tekrar tekrar gidin...

12 Mart 2012 Pazartesi

12 Mart 2012 Pazartesi 0
ne de komiksin hayat.. ne olacagini bile bile benimle oynamaya utanmiyo musun?! geri donecegim.. bu sefer her sey cok guzel olacak.
patlat moby ordan bi extreme ways de ruhumuz senlensin..

10 Mart 2012 Cumartesi

The Lullaby ya da Alternatif Varolmaların Suyu Nasıl Çıktı?

10 Mart 2012 Cumartesi 0

Ah chuck vay chuck!!! yaşıtların çoluk çombalak yaptı güzel bir hayat kurdu ve de güzel bir banliyö evi aldı (amerikada yaşamanın en hojjj yanı) ama sen napıyorsun tutturdun bir yeraltı edebiyatı ver coşkuyu ver gitsin... Bana bu hınç dolu satırları yazdıran chuck palahniuk'un pek popüler olmayan kitabı : Lullaby - Ninni
E demezler mi adama zorla mı okutuyorlar karşimmm okuma. Ha bundan sonra da okumam. Son mahkemelenme olayından sonra ergenlerin ilgisine mazhar oldu zaten sayın P., bir okur kaybetse bir şey olmazz.
Roman, ölümcül bir ninni barındıran bir çocuk şarkıları kitabının peşine düşen 4 kahramanı anlatıyor. Tabi bunlar P. kahramanları olduğu için pek sıradan değiller. Ailesini kaybetmiş perili evler emlakçısı, yine ailesini kaybetmiş bir gazeteci ve organikgillerden cadı örgütü mensubu iki serseri aşık... Chuck yine kendi evrenini kurmuş: sonsuz büyük bir antika dükkanı, masum bir hobi olmaktan çıkan maket evler, bolca gürültü, mücevherler, kara büyüler, nekrofili, kasık bitleri...
Ben en sonunda bunların mantıklı bir açıklaması olacak diye bir şey bekledim- büyü yok falan- ama maalesef tatmin edici bir son bulamadım.
Palahniuk beni açmıyor artık, üzgünüm... Hazır Tom Robbins'in 'kovboy kızlar da hüzünlenir' i de çıkmışken böyle tüketimçılgınlığıeleştirisiamerikantoplumuhicvi banalliğinden uzaklaşıp eğlenceli felsefenin/uçarılığın dünyasına dalmak lazım!!!
Kısacası Ninni'den uzak durun. Palahniuk okumak isteyenler görünmez canavarlar, tekinsiz elinizden öper (naçizane önerimdir) ama şahsı muhterem bile 'yok şu kitabımın tişörtü çıktı yok kupaya bastık' diyip sosyal medyalamalarda gezerken ne anladım ben bu yeraltı olayından?? biraz gizem di mi be adam biraz...
 
◄Design by Pocket