Ah ah isterdim ki dizi demişken yabancı ve güzel dizilerden bahsedeyim. Ama lostun 6. sezonuna başlamadım. Ne oluyor adada, parelel evrenler kime girdi, Kate kime varacak, yoksa yok muyuz lan ya da babam böyle pasta yapmayı nerden öğrendi diye sormaktan yoruldum, izlemiyorum artık. House'un çok bilmiş konuşmaları da kafamı dümdüz ediyor. Dexter'ı 2. sezonda, Gossip Girl'i 3.sezonda, Nip Tuck'ı 5.sezonda bıraktım. Bana kötülerin kanser olduğu, iyilerin birbirine kavuştuğu, çok soru sormadan izlenecek, banal türk dizileri lazımmış meğer.
Türk Malı mesela. Hiç komik gelmedi bana. Binnur Kaya'ya bile gülemiyorum. Nerede bir Şahika, Nazire; Nerede Abiye... Zaten 2 saatlik sitcom mu olur ya (Avrupa Yakası'nda biraz oluyordu ama) burada olmuyor. İfadesiz izledim. Şafak Sezer'i sevmem zaten. Bir de Türk malıymış güya. Hiç de değil. Böyle bir aile yok Türkiye'de. Haluk ve Meltem ne kadar Türkse Erman ve Abiye de ancak o kadar Türktür. Bugüne kadarki en gerçek Türk çifti Yedi Numara'nın Vahit ve Zeliha'sıdır.
Aşk ve Ceza akılara seza. Sayın Ayfer Tunç bölümlere sırtımdaki bıçak, g.tümdeki lansman gibi edebi başlıklar bulacağınıza biraz düzgün diyaloglar yazsanız ya da Nurgül Yeşilçay biraz insana benzese. Bu kadar yapaylık mı olur? Güya çocuğunu seviyor da sarılıyor ama sanırsınız bir avuç tezek tutmakta kucağında. Aynı şekilde Savaş ve Yasemin aşkı da bir o kadar çiğ ve inandırıcılıktan uzak. Tek kullanımlık vajinaya sahip reklamcı Yasemin ve anladığım kadarıyla sayın Tunç'un ideal erkeği postmodern küheylan ağa Savaş'ın aşkı sadece mide bulandırıcı ve modern zamanların yansıması.
Aşk ve Ceza bu kadar suniyken aynı kanalın bir başka dizisi Canım Ailem bir o kadar gerçek. Sadık izleyicisi değilim. Mesela Samim ve Meliha hala niçin evlenemiyorlar anlamıyorum ya da Feride ve Halim aşkı ne zaman başladı bilmem ama o kadar sahiciler ki. Ezgi Mola ve İlker Aksum rollerini adeta yaşıyorlar. İlker Aksum Halim oluyor. Ezgi mola ise tüm samimiliğiyle oynuyor yani bir Seyhanım dediğinde kardeşine sanıyorsunuz ki gerçekten kardeşler. Öyle bizden, candan yani.
Ve hayatımın anlamı, sıkıcı evliliğimin oyuncağı Aşk-ı Memnu. Artık geri sayım başlamışken diziyi nasıl uzatabiliriz diye düşünmekte senarist teyzeler. Hiç mi bir şey olmaz yahu.
Nihal salonu yenile, Adnan çiftliğe git, Matmazel uzaklara dal, Beşir öksür.
Ah Bihter ah. Suitlere verdiğin parayla Cihangir de ev alırdın kızım de hangi parayla yapıyon bunları anlamadım. Daha önce amcasının parasıyla tutttuğu taş evde amcasının karısını s.ken Behlül'den sonra Bihtercik de terk ettiği kocasının parasıyla firar etmekte. Yoksa 140bin liralık gerdanlığı mı bozdurdu ya da dizaynır kıyafetlerini e-bayden satıp öyle mi geçiniyor?
Firdevs Hanım'a ne demeli? Çetin Özderle olan aşkı Nermin Bezmen'in iflah olmaz 31ciler için yazdığı Sır romanını hatırlattı bana. Viyana gezileri, "gutentag frau yöreoğlu" hitapları, her daim iltifat. Bir ara senaryoyu Mrs. Bezmen yazdı sandım. Aşka aşık kadınların yerli Maeve Binchy'si. Coty parfüm şişeleri, mısır ipeği çarşaflar, tiffany mücevherler. Anladık zenginsiniz. Yalnız o kadar para kazanan dizi bari gerçekten Viyana'da bir iki çekim yapaydı. İstanbul'un hip otellerinden birinin suitinde ve bir rehabilitasyon kliniğinin bahçesinde çekim yapılmış ahanda Viyana olmuş.
Bir de Firdevs Hanım'ın ariel ile yıkanan kıyafetleri iyice delirdi. Pornografik bi şıklık oldu. Son giydiği haute couture elbise pek abartılı katır kutur bi şeydi. Bir gün param olduğunda ben de Elif Cığızoğlu'nun heykelsi formlu elbiselerinden alacam kendim giymesem de damacanaya giydiririm süs olur.
İşte böyle. Pelin Batu gibi sıkıldım ve vücudum attı. Dağılmış vaziyetteyim ama öyle Serena van der Woodsen gibi içip içip sızmak, Versace yatında üstsüz güneşlenmek gibi society hoppalıklarla dağıtamıyorum. En iyisi pembe tütü eteğimi giyip yağmur altında koşayım nilkaraibrahimgil gibi. Bugün yağmur yağar mı acaba?
2666'ya Dönüş
-
Tekrar okumak istediğim kitaplardandı Roberto Bolano'nun 2666'sı. İlk
okuyuşumun üzerinden 12 yıl geçmiş. O zaman ilk okur tepkisi mahiyetinde
bir şeyler...
4 gün önce
4 fikrim var:
Ahmet koptum yazını okurken, senaryo yazarlarınada kızmamak lazım zavallımlar her hafta 2 saatlik dizi yazacam diye kendi zekalarını sömürdüler, süngere döndüler, keşke amerikan dizileri sarsa dört bir yanımızı, mesela Everybody loves Raymond hatta tekrar Cosby'ler bile olur hiç olmazsa orijinal sitcom görmüş oluruz gülmekde garanti,
çok teşekkür ederim. gerçekten de everybody loves raymond ne iyi giderdi şimdi.
gerçek bir ahmet yazısı olmuş; tamamını daha yeni okudum çok güzel eline sağlık=))
sağolasın kuzum:)
Yorum Gönder