
Stephenie Meyer'in "Alacakaranlık" kitabını daha kimsenin haberi olmadan okuyanlardan biriyim.Bir arkadaşım bana yollamıştı "bak oku Amerikan Kütüphaneler Birliği 2005 in en yi kitabı seçmiş" diye.Dharma yayınlarından çıkmış tuhaf kapaklı bir kitaptı.Kitap Bella adlı bir sümsüğün Forks kasabasına gidip babasıyla yaşamaya başlamasını sonrasında da Edward diye "soğuk" bir erkeğe tutulmasını anlatıyordu.Kitap özellikle yarattığı atmosfer ve eğlenceli anlatımıyla hoşuma gitmişti.Sonra o yaz filminin çekildiğini öğrendim,meğer bir seriymiş.Sonra olan oldu zaten,Epsilon tüm seriyi yayınladı.Film ortalığı dağıttı,başrol oyuncuları idolleşti,seks sembolü oldu.Özellikle bir Edward Cullen fetişizmi çıktı ortaya.Ben son kitap hariç diğerlerini okudum o da "artık evlendiler zaten off "deyip bıraktım ama iki filmi de seyrettim.


Yani sonuçta son bir iki yıldır Alacakaranlık,True Blood derken bir vampir çılgınlığı var ama kimsenin böyle ahan da vampir olcam ben deyip delireceğini zannetmiyorum.Alacakaranlık serisi tabi ki bir edebi başyapıt değil eleştirilecek çok şey var.Bella ezik ve güçsüz bir karakter olarak gösterilmesiyle feministleri kızdırmıştı zaten.Sadece Edward'ın kusursuz,yakışıklı,beyaz tenli ve bayağı zengin olması sebebiyle ideal koca(!) olarak tanımlanması bence gençleri olumsuz etkileyip güzellik anlayışlarını değiştirebilir,bu kadar yani.Popüler kültür sonuçta bu tüketilir yarın başka bir şey gelir.
1 fikrim var:
ben ölmek istemioruumm=))
Yorum Gönder