27 Kasım 2011 Pazar

Evde Film Keyfi ~The King's Speech~

27 Kasım 2011 Pazar
Bu haftasonumun bir kısmını film izlemeye ayırıp, bir süredir izlemek istediğim iki filmi izledim. İlki "One Day"di. İkincisi ise "The King's Speech" oldu. İlk yayınlandığından beri merak ediyorum, diğer film gibi her gün bir parça daha erteleyerek aylar sonra ancak izlediğim filmi pek beğendim. Aldığı Oscar'ları fazlasıyla hak etmiş. İzlemeden önce "Black Swan"a haksızlık yapıldığını; onun hak ettiği Oscar'ları aldığını düşünüyordum. Ama Kesinlikle öyle değil. Yakın tarih de olsa, tarih filmlerini izlemekten keyif alıyorum. İngiliz kraliyeti de, sağ olsun, bize birkaç yılda bir bu fırsatı veriyor. Kendilerini takdir etmiyor değilim.

Filmimiz şuanda İngiltere tahtında yer alan II. Elizabeth'in babası olan VI. George'un kekemeliği üzerine. Babası V. George'tan sonra tahta çıkış yolunda ikinci sırada olan Bertie (Albert Frederick Arthur George) küçüklüğünden beri kekemelikle cebelleşmektedir. Bir çok doktora görünmesine rağmen, herhangi bir çözüm bulunamamıştır. Babasının ölümü üzerine ağabeyi tahta çıkmış, lakin kısa süre sonra bir kadın uğruna tahttan feragat etmiş ve yerine hiç beklemediği bir anda kendisi tahta çıkmıştır. Tahta çıkmadan önce eşinin bulduğu bir uzmana (Lionel Logue) gitmiş ve tedavi olmaya başlamıştır. Halka, radyo aracılığıyla, sık sık konuşma yapması gerekmektedir. Kekemeliği nedeniyle bu onun için büyük bir kabusa dönüşmüştür. Filmimizin genel hatları bu şekilde. 

Filmde kekeme kralı canlandıran Colin Firth'e bir defa daha hayran kaldım. Helena Bonham Carter'ı ilk kez normal bir insan olarak görüyoruz. Bence o da çok başarılı. Kendi çizgisinden çıkmış. İngiliz kraliyet filmlerinin vazgeçilmezi Geoffrey Rush da yaşından beklenmeye bir rolde. Ayrıca Harry Potter serisinden tanıdığımız Dumbledore, Michael Gambon da filmde, V. George olarak karşımızda. Oyunculuklar çok güzeldi. Ayrıca filmde kısada olsa Kraliçe Elizabeth'i de görüyoruz. 

İngilizlerin kendi kendilerine yaptıkları bu özeleştiriler çok hoşuma gidiyor. Kendi kusurlarını, hiç çekinmeden gayet güzel bir şekilde film yapabiliyorlar. Darısı başımıza diyorum. İzlemeyenlere ve tekrar izlemek isteyenlere iyi seyirler diliyorum...

0 fikrim var:

 
◄Design by Pocket