28 Aralık 2010 Salı

Sonu Geldi Nihayet...

28 Aralık 2010 Salı 2

Reşat Nuri'nin aynı adlı eserinden çarpıtılan dizimiz, nihayet yarın ekranlara veda ediyor. Üniversiteye başladığım başlamıştı. Son iki yıldır, bu yıl bitecek diyen senarist teyzeler, her seferinde daha da uzattılar. Romanı daha fazla çarpıtamayacaklarını da 5. yıl da anladılar. Bıravaaaa:D Ece ve Melek teyzelerin yazdığı en uzun soluklu dizi oldu.(Teyzeler, romanı tekrar yazsalar, heralde bir kütüphane dolusu kitap çıkarırlardı.) Teyzelere de zaman zaman imrenmedim değil, çünkü o kadar entrikalı senaryolar yazdılar ki, hem korktum hem sevdim. Onların bu acılı senaryoları yüzünden sıradan diziler biz izleyicileri açmaz oldu. Son 3 bölüm haricinde sadece birkaç bölümü tam izlemişimdir- o da annem sayesinde- bölüm sonlarında dünya böyleyse ölmek istiyorum diye kendimden geçtim. Dudaktan Kalbe, Aşk-ı Memnu, Samanyolu vs. diziler teyzelerimizin elinden çıktı. Ay Yapım da sağolsun onlar ne yazsa hemen çekti.
5. sezonun sonunda tek sağ çıkan küçük kız Ayşe olacak herhalde. Ondan da hala şüphlerim var. Son bölümde bi sürpriz yapcakmış gibi. O evde büyüyen bir çocuk nasıl normal - o evin standartlarına göre- kaldı, anlamadım. Ali Rıza'nın anıtsal konuşmaları bile etkilemedi o kızı. Ali Rıza bile dayanamadı kendine felç oldu.
Ekranlarda ki bir dev daha sona eriyor, ama ersin artık. Ağaçtaki her yaprak için ayrı bir bölüm çektiler. Sıkıldık. Yani bu kadar acıyla da yaşanmazz...
Neyse çok dalga geçtim diziyle. Bakalım yarın nasıl bir son gelcek. Bekleyelim ve görelim...:)) Meraklılarına iyi seyirler.

17 Aralık 2010 Cuma

Turist...

17 Aralık 2010 Cuma 4
Türkiye'de gazetelerde çokça yer alan bir film, Turist. Neden haber oldu; çünkü Acun, Angelina Jolie ve Johnny Depp ile röportaj yaptı. Ama henüz filmin nasıl olduğunu bilen yoktu sanırım o sıralar. Nitekim pekte öyle haber olacak bir film değil. Sıradan, eğlencelik bir film.
Filmin büyük bölümü Venedik'te geçiyor. Bu tarz filmler, İtalyan turizmini büyük ölçüde etkiliyor bence. Çünkü Venedik harika görünüyor yine, tüm filmlerde olduğu gibi. Bu, filmi izlenir kılan etkenlerden birisi. İkincisi , erkeklerin hayran olduğu Angelina Jolie- ki tam bir zerafet abidesi, tanrıça olmuş filmde- ; diğeri de kızların hayran olduğu Johnny Depp. Üçüncüsü ise müzikleri çok güzeldi. Yerli yerine oturmuşlardı. Ama bunlar ancak konunun sıradanlığını birazcık yukarı çekip, biraz daha ilgi çekici yapmıştı. Yine de sonunu tahmin edebildiğiniz bir film.
Bu kadar yerdikten sonra, Angelina Jolie'nin kıyafetlerinin çok güzel olduğunu ve çok güzel taşıdığını da belirtmek isterim. Son sahnede boynundaki taşlı tasma, elbisesi ve saçı çok güzel olmuştu.

14 Aralık 2010 Salı

Tam Bana Göre...

14 Aralık 2010 Salı 0
Benim gibi tarih delisi birisine iyi gidecek bir dizi geliyor yakında. 5 Ocak günü Show TV'de başlayacak olan, Muhteşem Yüzyıl ~Aşk-ı Derun~ beni heyecanlandırıyor. Kanuni Sultan Süleyman ve Hürrem aşkı bu sefer Meral Okay'ın kaleminden, Taylan kardeşlerin kamerasından ekranlara gelecek.
Kanuni'yi Halit Ergenç canlandıracak. Yakışacak bence. Valide Sultan da tabi ki Nebahat Çehre olacak. Aşk-ı Memnu'dan entriklara alışık olan Nebahat Çehre, oyuncu kimliği ile bu entrikaları saraya taşıyacak.
Hürrem'i canlandıracak oyuncuyu bulmakta zorlanan ekip, sonunda onu da bulup kadrolarını tamamlamışlar.
Ne olursa olsun, Gülben Ergen'in oynadığı, Hürrem Sultan'dan iyi olacağı aşikar...
Beklemediyiz efendim, hem de heyecanla...

13 Aralık 2010 Pazartesi

Av Mevsimi...

13 Aralık 2010 Pazartesi 0
Fragmanını ilk kez izlediğimden beri heyecanla beklediğim bir filmdi. Sonunda kavuştum geçtiğimiz günlerde. 3 saat süren bir heyecandı benim için. Heyecanım bir an bile düşmedi. Baya kalabalık bir grupla gittik. Herkes benim gibi düşünmedi tabi ki. Ama ben gerçekten büyük hayranlıkla izledim. Herşeyden önce Şener Şen gibi bir usta, yeniden Yavuz Turgul'un kamerasında, bu çok önemli. Diğer oyunculara gelecek olursak, Çetin Tekindor tartışılmaz; Okan Yalabık ve Melisa Sözen gençliklerini çeşitli dizilerde ve diğer projelerde geçirmiş, gençlikten çıkmış yetenekler; Cem Yılmaz'a gelince, kendisi daha önce birçok projeye imza attı, birçoğunda da yer aldı ve başarılı oldu. Türkiye'nin en sevilen simalarından. Ben başta bu kadroda ismini duyunca "Nasıl olacak acaba?" diye düşünürken, filmi izleyince tüm bu sorular, endişeler silinip gitti kafamdan. Tek kelimeyle o da harikaydı.
Filmin görüntü kalitesi, seçilen sahneler, müzikler çok güzel. Son dönemde atağa kalkan Türk sinemasına güzel bir örnek daha katıldı.
Film etkileyici birçok sahnesi var ama hepsini saymayacağım. Filmin havası kaçar. Ama bir sahne var ki günlerdir Facebook'ta insanlar paylaşıyorlar. O da Cem Yılmaz'ın şarkı söylediği sahne. Herkes çok beğenmiş. Şarkının adı "Hayde"; orjinal halini Kazım Koyuncu da seslendirmiş. Ama Cem Yılmaz'ın sesinden daha fıkır fıkır olmuş. Ben de beğendim.
Başta da belirttiğim gibi, ben çok beğendim. Ama bir çok arkadaşımdan da film çok kötüydü diye yorumlar duydum. O halde herkes izleyip kendi karar vermeli. İzlemeyenlere iyi seyirler şimdiden...

1 Aralık 2010 Çarşamba

Yeni Çıktı...

1 Aralık 2010 Çarşamba 2
Elif Şafak'ın beklenen kitabı "Firarperest" sonunda raflarda. Henüz okuyamadım. Şöyle bir göz attım. Başta kapağı çok güzel olmuş. Çok davetkar, "Gel beni oku!!!" diye çağırıyor resmen. Resim ve tasarım etkileyici. İçerisine baktığımda da M. Kutlukhan Perker'in çizimlerinin süslediğini gördüm. Çok güzel. Herkes okusun o halde:))
İyi okumalar...

Due Date...

26 Kasım'da ülkemizde vizyona "Git Başımdan" adıyla vizyona giren "Due Date"'in başrollerinde Robert Downey JR. ve Zach Galifianakis oynuyor. Yönetmen koltuğunda ise, daha önce "The Hangover"dan tanıdığımız, Todd Philips var. Film, yine "The Hangover" tadında zaten. Bir dizi aksilikler üzerine kurulu. Fakat bu aksilikler bir süre sonra komik bir hal alıyor ve sizi birazcık eğlendiriyor. Bu aksilikler, tesadüfen yol arkadaşı olmak zorunda kalan bir mimar ve Hollywood'da oyunculuk hayali kuran bir oyuncunun başından geçiyor.
Mimarımız Peter, çocuğunun doğumuna yetişmek istemektedir. Fakat, uçakta başına olaylar gelir ve tutuklanır. Uçamaz Listesi'ne girer. Araba kiralamak zorundadır, cüzdanını bulamaz. Mecburen kaçık oyuncu Ethan'a katılır. Yolda başlarına gelenleri artık siz izleyin.
"The Hangover" kadar komik olmasa da, güzel bir film. Sizi eğlendirecek. Neden sürekli "The Hangover"'la karşılaştırıyorum diye merak ederseniz iki filmin de yönetmeni aynı. Dolayısıyla ikisi arasında bir karşılaştırma yapabilirsiniz siz de.
Herkese iyi seyirler şimdiden...
 
◄Design by Pocket