3 Ekim 2010 Pazar

The American...

3 Ekim 2010 Pazar
Ülkemizde, Centilmen adıyla vizyona giren, The American'ın başrolünde George Clooney yer alıyor. Bir kitap uyarlaması olan film, bir kiralık katilin hayatının son çeyreğini anlatmakta. Sinema salonunun yolunu tuttuğumuzda, izlemek için gayet heyecanlıyken, filmin ilk 20 dakikasından sonra heyecanım anında buharlaştı. İlk yarısı gayet durgun, hoş ikinci yarısında da son sahnelerden başka hareket yoktu. Sözün özü, izlediğim fragmandan sonra beni hüsrana uğrattı. Fragmandan etkilenmiştim oysa ki.
Olay, İtalya'da küçük bir kasaba da geçmekte. Klasik bir Türk filmi kıvamında ki filmimizde, katilimiz kendi başına evde torna yapabilen (hiçbir alet edevat olmadan yapıyor bunları; kendi bulduğu saçma aletlerle daha doğrusu), utanmasa seri üretim silah yapabilecek bir kiralık katil; bu kasabada bir hayat kadınına aşık olur. Tam hayatlarını değiştirmeye karar verirler, adam artık bu işi bırakıp elindeki kanı temizleyecektir, kadın ise namuslu namuslu pembe panjurlu evinde oturup kocasını bekleyecektir. Fakat hain kader buna izin vermez, katilimiz ölür. Filmin sonunu söylemekte sakınca görmüyorum. Çünkü bu bir ilk değil alıştık artık bu sonlara. Alışmayanlar da alışsınlar artık.
Filmde ki tek ayrıntı, katilimizin sırtında ki kelebek dövmesi ve kelebeklere olan ilgisi ve bilgisi. Katilimiz öldüğünde bulunduğu yerden bir adet kelebek yükselir. Olur da neymiş bu diye izlemeye karar verirseniz tek ve en önemli ayrıntıyı görünüz lütfen.
Herkese izlerken bol bol sabır diliyorum...

0 fikrim var:

 
◄Design by Pocket